9 Haziran 2013 Pazar

günün sonu.

Sıkıcı bir baş ağrısıyla yarenlik ettiğimiz günün sonunda, külçe gibi düşüveriyor bedenim koltuğa.. öylece.. Kulağımda kadife sesli adamın tınısında sevişen notalar, sesi açıyor, ışığı kapatıyorum. Ne zamandır iç sesimi susturuşuma inat, müziğin sesini dolduruyorum odama. Açmıyorum gözlerimi, uyuyor numarası yapıyorum kendime.. Sessizliğin huzuruna uzanıyorum, ellerimi üşütüyor sükunatin soğuğu.. Dakikalarca kalıyorum öyle.. Sonra nedensiz doğruluyorum, kalkıp yazmaya başlıyorum, gelişigüzel, çalakalem.. İçimden boşalıp gidiyor noktalar, virgüller, ünlemler..Olup biten sadece bu.. Sözcüklere gelince sıra, aceleci bir edayla umarsız yazıyorum ve nokta.. Hırsımın aklımı esir aldığı zamanlardaysa ünlem.. ! Sonunu bilmediğim cümlelerse üç noktayla bakıyorlar kağıttan yüzüme.. Anlatmak istediğim onca şeye karşın hiçbir sırrımı ele vermiyorum, "_mış,
_ muş" gibi yapıp üstünkörü anlatıyorum aslında. Söyleyemediklerim tortulaşıyor dilimde, küllükte biriken izmaritlerin kokusu yakıyor genzimi.. Dolaptaki şarabı yaren edip devam ediyorum yazmaya, susamış gibi, günlerdir nefessiz kalmış gibi telaşla, iştahla yazıyorum. İçimden akıp kağıda dökülen her bir kelimemi düşmüşlerse, düzeltiyorum kimi zamanda deviriyorum fütursuzca . İlk defa anlatmak istediklerimi anlatamıyorum,sancılanıyor ruhum. Kendimden saklamaya çalıştığım herneyse söküp almanın hırsıyla yazdıkça ben, kuytu köşelere saklanıyor duygularım. Kendimi duyamıyorum. Bir yabancıya söylenen, anlaşılır yalanları kendime sıralıyorum şimdi ve  deşifre edemediğim her cümle şarabın mayhoşluğuna karışıp, zihnimi bulandırmaya başlıyor. Hışımla son veriyorum yazmaya, bu bir durma eyleminden ziyade vücuduma dalga dalga yayılan bir isyana dönüşüyor.Hesaplaşmaya hazırlanıyorum kendimle fakat yeniliyorum, öğrenemiyorum yine..Son kadeh şarabımı içip, zihnimden uzak bir uykuya çıkmaya karar veriyorum. Kollarımla kendimi sarıp, bir ninniye eşlik edercesine sallanıyorum yorganın altında ve sonra yorgun düşürüyor beni,  soru işaretlerime noktayla cevap veremediğim her cümle. Anlatamadığım onca şeyin kelime kalabalığından ibaret geride bırakıyorum yazdıklarımı, kapatıyorum defteri ve zihnimin tozlu raflarına kaldırıyorum bir daha açmamak üzere..

"Old and wise" çalıyordu fonda..

1 yorum: