5 Şubat 2011 Cumartesi

Bilimsel(!) Evlilik Sitesi. İşte yüzyılın buluşu budur !




     “ Zengin içeriği, bilimsel alt yapısı ve eşsiz sistemi ile fark yaratan   Evlilikmerkezi.com’un üyelerine sağladığı diğer avantajlar ve sürprizlerden faydalanmak için tüm bekarlar siteye davetli...”

Gün geçmiyor ki bir zırva daha türemesin şu hinternet aleminde. Çöpçatanlık sitelerine diğerlerinden apayrı özellikleri, ayrıcalıkları ve bilimsel altyapısıyla(!) bir yenisi eklendi. Hepimize hayırlı olsun diyerek siteyi sizlere tanıtmayı amaç edindim kendime. Psikiyatrist ve aynı zamanda psikoterapist bir uzmanın engin bilgi ve birikimlerinin, bilimsel yaklaşımlarla yoğrulduğu rehber niteliği taşıyan, sanal ortamda gerekli tüm koşullar sağlanmak suretiyle bilimsel bilimsel evlenebilecekmişiz artık ! “Bilimsel evlilik sitesi”. Peki nasıl olacakmış da bilimsel verilere dayanarak evlenecekmişiz? İşte yüzyılın buluşu : erkek_ kadın çatışmalarını tarihin tozlu raflarına yollayacak dahiyane buluş ! Hiçbir telif hakkı istemeksizin sırf dünya insanlığına ve bilime katkım olsun diye beyan ediyorum efenim. Hayatımızı değiştirecek dünyaya hoş geldik, daveti geri çevirmek olmazdı !! Başlıyoruz öyleyse. İlk adım olarak tarafların kaynama noktaları hesaplanıyormuş ki istatistiklere göre hatun kişiler daha çabuk kaynıyormuş. IQ testleri sonucunda ileri zekalı bir tarafla, hayli geri zekalı diğer taraf çiftleştirilip ortalaması alınacakmış . Evrenin varoluşundan günümüze gelinişi baz alınarak denekler yaşadıkları coğrafya, beslenme kültürü, etnik köken ve yaşam alışkanlıkları çerçevesinde bir dizi teste tabi tutulduktan sonra uygun adaylarla karşılaşma imkanı bulacaklarmış. Tahlil ve tetkikleri inceden inceye yapılacak deneklerin yerçekimine yenik düşme süreleri taraflara bildirilecekmiş ki sonradan itiraz sesleri yükselmesinmiş. Sıkı bir cilde sahip olmak ve sarkmaları engellemek için krem, losyon ve organik duş lifleriyse sitenin hediyesiymiş.
    Kafa tasları ölçülen deneklerin sonradan etnik milliyetçilik kurbanı olmamaları içinse site birbirlerini görmelerini, iletişim kurmalarını engelleyecekmiş. Birer fasulye ve bir miktar pamukla çimlenme deneyi yapacak olan denekler buradan yola çıkarak ilişkilerinde olabilecek muhtemel pürüzleri önceden görüp, temkinli olabilecekmiş. Deneklerin birbirlerine karışması halinde su, süt, çamurlu su, yağlı su gibi madde dağılımının ve özelliklerin her yerde aynı olmadığı heterojen karışımlar mı yoksa her tarafında aynı özelliği gösterebilen tuzlu su, kolonya, sirke ve deniz suyu gibi homojen karışımlar mı olacağı bir dizi deneyle üstelik İsviçreli bilim adamlarının denetimiyle yapılacakmış. Homojen çıkmaları halinde bilimsel yöntemler kullanmak suretiyle keskin sirkenin küpüne zarar vermesi ve kolonyanın uçması engellenecekmiş. Heterojen çıkmaları halindeyse taraflara zaman verilmek suretiyle çamurun dibe çökmesi için sabırla beklenecek, yağın su üstüne çıkıp, üstünlük sağlanması engellenecekmiş.

    Yüksek bir binadan itinayla boşluğa bırakılan bir ton demir ve pamuğun ağırlığı, rüzgarın hızı da hesaplanarak bulunacak, pamuğun temsil ettiği hatun kişiyle, demirin temsil ettiği erkek kişinin anayasal ve sosyal eşitliği böylece kanıtlanacakmış. Tarafların fiziksel özellikleri, çocukken geçirdikleri hastalıklar, ailelerin hastalık hikayeleri ve çıkartılacak gen haritaları verileriyle titiz laboratuvar çalışmalarının neticesinde tarafların eşleşme ve çiftleşmedeki olası sonuçları ve uygunlukları belgelenecekmiş. Karakter analiz testlerinde üç yanlış bir doğruyu götürmediği gibi, karaktersizleri de deşifre edecekmiş bu testler. Son teknolojiyle üretilmiş yalan makineleri sayesinde ihanet riski ortadan kaldırılacakmış. Erkek kişilerin deri altlarına küçük bir operasyonla yerleştirilecek çip sayesinde doğum günü , bakışma günü, tanışma günü, koklaşma günü, kaynaşma günü, uzlaşma günü, gündönümü, aydönümü, yıldönümü, yoldönümü, kıldönümü gibi özel günler hiç unutulmayacakmış. Hatun kişilerin fazlaca ilgi, sevgi, pışpış ve pohpoh talepleriyse mucizevi haplar sayesinde makul düzeye indirilecekmiş.
   Vücut dili uzmanları tepeden inen bir lamba eşliğinde taraflara bilimsel ve zorlayıcı sorular soracak, deneğin yalan söyleme eğilimindeki ruh halinde kullandığı vücut dilini keseceklermiş. Hatun kişilerin beyninin “sorgulayan” erkek kişilerin “umursamayan” kısımları cerrahi müdahaleyle alınıp denge sağlanacakmış. Ücretsiz üyelik imkanı sağlayan site, üç ay içerisinde asil üye unvanını alan başarılı deneklere küçük Einstein heykelciklerinin iconlarını postalayacakmış. Bu pek muhteşem site sayesinde boşanma oranları çok azalacak, mutlu ve bilimsel evlilik müessesi kutsallığına bilimsel bir saygınlık katacakmış . Eee daha ne olsunmuş? Bilimsel mutluluğun adresi tam da bu siteymiş, İyi ki varmış, mış ,mış ,mış..“Uygarlığımızın geleceği bilimsel düşünme alışkanlığımızın gitgide yayılmasına ve derinleşmesine bağlıdır.” John Dewey " cümlesini kopyala_ yapıştır diyerekten sitenin en başına yaldızlı yaldızlı yazsalar ne de şık dururmuş , hadi şıklığı da kenara bırakalımmış, nasıl da bilim bilim kokarmış o site , Bilimsel evlilikçilerin, vücudunun büyük bir kısmı suyla kaplı olan insan kişilerin dolunayla olan psikolojik bağları ve suç eğilimleriyle, aynı dönemde okyanusların gel_git hadisesi arasında bağ kurmasını nasıl da cani gönülden dilermişim, hem bilimsel bir saptama, pek sulu olsa da.. Saçmalığın sınırını zorlamak bir emek sarfiyatı mıdır yoksa boşlukta asalakça gezinmenin kanıtlı hali midir? Yoruma açık..

Rahat uyu Defne Joy, bu ülkede ne kadar imkansız olsa da !

  Ne kadar çok söyleyecek sözünüz varmış arkadaş ! Ağzınızdan köpükler saça saça, pis kokular sala sala mahkemenizi kurdunuz, hepiniz avukat, hepiniz hakim oldunuz, alın yerden yere vurun henüz bedeni soğumamış genç bir insanı..  "cık cık ne işi varmış gecenin vakti orda, tüüüü ne de rezilmiş, bebeği de varmış hiç yakışmış mıymış ah ah vah vah, içki de içmişş vaaaay anam babam"  "su testisi su yolunda kırılırmış" bak sen bak işe !    Aman aman nasıl namuslu kesildiniz nasıl da mağrur birer kulusunuz tanrının ! Hani vardır ya gelenekte, örf adette ölünün arkasından konuşulmazdı ya yook doyacak gibi değilsiniz Defne'yi mezarından çıkarıp bir de assanız rahat eder, tatmin olur musunuz ki acaba ahlak timsali yurdum kadın ve erkekleri ?
     Aydın geçinen lümpen, popüler kültür şakşakçısı, şimdinin namus bekçisi Hıncal Uluç : yahuu sen o kıh kıh gülmelerinle, kızın yaşındaki çocukları yatağına atıp sonra ünlü edişinle, birtakım medya patronlarının sırtını sıvazlamasıyla sözüm ona bilirkişi ilan edilmiş bi adamsın ötesi de yok ki, Aydınsın (!) ya hani, bu nasıl bir ötekileştirme, bu nasıl bir cinsiyet ayrımcılığı?  Olayın iki kahramanı var: bir kadın, bir erkek.. Erkek kişi "kerata" kadın kişi "kevaşe" . Böyledir değil mi zaten?Uluç'un hadiseye yaklaşımı zihninin nasıl işlediğini nasıl da güzel yansıtmış."Vayyy koççum benim beaaa kerata seniii, aslan bu aslan, bak abisi sen kadını götür evinee valla kerata, gel bakim amcana geel" amaa diğer taraftan bir kadın "bekar evi"nde bir kadın !! amanın daşlar yağacak başımıza !Şimdi Uluç empati yeteneği çok gelişmiş, analiz yeteneği de süper bi abimiz ya , işte Defne'nin eşinin yerinde olmak istemezmiş ya, acaba kızın yaşındakilerin babasının yerinde olmayı düşünmüş mü hiç ? hani duyarlılık,ahlak akıyor ya eteklerinden o bağlamda yani!
 Diğer taraftan da Akit yazarı Serdar Arseven bir diğer namus bekçisi, büyük müslüman .. gözü dönmüş halde nefes nefese bi yazı döktürmüş. Defne'yi yerin dibine sokup sokup çıkarttıktan sonraa gelmiiş asıl kuyruk acısının noktasınaa  ve demiş ki :
"Evinde öldüğü oğlanla o gece tanışmışlar...Ve ilk geceden "oğlan evine" gitmişler!..Türkiye laiktir laik kalacaaaaaaaaaaak!"  Haydaaa !  Şimdi ahlaksızlığın  temeli laiklik ya hanii, yine bir Akit gazetesi yazarı çocuk tacizcisi Üzmez laik miydi de, çoluğa çocuğa salyasını akıta akıta arzular besledi Sayın Arseven? Peki bilmiyor muyuz  kendine müslüman diyen hocalarınızın gencecik kızların  "kedi canlarını" yemek için can attıklarını? Bu adam laik mi? Hayır !!  Neymiş yani? Vicdan, ahlak gibi kavramlar belli grupların, siyasetin falan kontrolünde değilmiş. Yaşanan acı olayı laikliğe, çağdaşlığa mal edip,  reyting toplama çabasına giren , diğer taraftan yazısında "kahrolsun reyting, kahrolsun popüler kültür" diye haykıran Arseven'in nedir bu  yaman çelişkisi?  
   Bitmemişş,  yetmemişş bir dee caanııı başbakanına da tüm kalbiyle katılmış şu cümleleriyle :"Kahrolsun tıksırıncaya kadar içenler değil de..."Tıksırıncaya kadar içmeyi" tavsiye edenler! “Gelelim Sayın(!) Arseven'in çağdaşlığa da, laikliğe de, dolaylı olarak Atatürk'e de hakaret ettiği, burun deliklerinin açılıp, açılıp kapandığı, yazdığı esnada ağzının kuruduğu satırlara:Kahrolsun laikliğin böylesi!..Ve kahrolsun çağdaşlığın!..Yazıyı 10'ncu yıl marşı ile bitireyim mi!..Evvvetttt!..Aynen öyle...Çıktık açık alınla!.."  10.yıl marşıyla da yazısını bitirip, sağlam laf koyduğunu sanan, düşünmekten aciz şahıs  nasıl sancılar çekmiş yazarken, içinin pisliği nasıl kaleme vurmuş ve o kendini  aydın, entelektüel sanan Uluç'la aralarında nasıl da zerre kadar fark yokmuş ! Gencecik bi insan öldü. Birtakım temiz, hatasız kullar kılıç kuşandınız. Kustunuz, arındınız, oh ne de güzel rahatladınız.. Ne kadar namuslu, ne kadar da AK paksınız! Şimdi ağzınızı göğe doğru açın, sivri dişlerinizi parlata parlata bekleyinn bakalım sırada hangi kurban var ağzınıza düşecek ve çiğneyip çiğneyip tüküreceksiniz, ve ne yazık ki bazılarının gözünde  yine siz "namuslu adam" olacaksınız !!
Rahat uyu Defne Joy..
...