29 Mart 2013 Cuma

İç Savaş

"Uykun varsa gideyim." dedi. Parmak uçlarımla yavaşça yukarı ittim gözkapaklarımı, derin bi nefes aldım: "Görmüyor musun, cin gibiyim, ne uykusu bu saatte?" dedim omzumu şımarıkça silkerek. Sandalyenin kenarına gelişigüzel attığım hırkama uzandı eli, omzumu örttü itinayla." O zaman bi kahve yapayım, yorgunluğumuzu alır hem. "dedi sesine neşe katmaya çalışan bi  tonla. Mutfaktan heyecanla gelip "Çikolata da varmış!" dedi. Yalandan çocuksu bi sevinçle ellerimi çırpttım, göz teması kurmadık.. " Sözüm ona şeker tüketmeyeyim derken sade kahve içip, bu kadar çikolata yemem biraz çelişkili değil mi yahu? "dedim cümle kurayım diye sırf,  "Normal olduğun sanrısına kapıldığımızı kim söyledi?" dedi yüzünde yine o "şaka yapıyorum ama ciddiyim de "bakışıyla.Televizyona odaklandım, sevdiğim grup gelmişti konsere, seslendim içeriye, "Bu herifler de bakma bozdu kendilerini,  üç beş ergen dinleyici kapmak için! " Kafasını kapıdan uzatıp :" Eski kayıtları iyi ama hem hiç çamur atma adamlara, hala biraz çakır keyif olunca başka bir şey dinlemiyorsun." diyor.Kahveden önce kokusu gelip yerleşiyor odaya. Kahvenin yanına birer mentollü sigara yakıyoruz, karışıyor kafein, naneye.. dans ediyorlar uyumla. "Sen yine mi az uyudun?" diyor bu sefer gözlerimi yakalayıp, "Yoo uyuyorum aslında." diyorum kahveden acele bi yudum alırken. "İyi misin?" diyor. "İyiyim." diyorum, inanmıyor.. Aklına dahice bi fikir gelmişçesine parmağını şıklatıp :" Hani şu yeni elemanlar sahne almaya başladı diyordum ya, oraya mı gitsek, açılırız, keyifleniriz."diyor. "Halim yok, kalabalığı çekemem şimdi." diyorum. Dudağını büzüyor, o an beş yaşına gidiyoruz birlikte, sigara paketine uzanıp bi dal daha yakıyor duman duman..Gönlünü almak istercesine "Dizi izleyelim mi?" diyorum , o omzunu silkiyor bu sefer. Israr etmiyorum.Televizyonu kapatıyorum, bilgisayardan Norah Jones klasörüne gelip, hepsini atıyorum listeye.. "Bu kadın da kavga ediyor şarkıyla ama bunu öyle sakin yapıyor ki, senin gibi.." diyor. Susuyorum.. Turn me on çalıyor, susuyoruz. Doğrulup, bağdaş kuruyorum, bi sigara daha yakıyorum. :" Ya senin öve öve bitiremediğin filmlerin? Çok şey anlatıyormuş gibi yapıyorlar, bişi anlamamış olarak jenerikteki isimleri okurken buluyorum kendimi !" diyorum. "Anlamaya çalışmıyorsun ki, gelemiyorsun zora !" diyor koltukta biraz daha yayılıp, bi nefes daha alıyor sigarasından.  Yutkunuyorum, öfkelendiğimi anlamamalı zira o anlarda üstüme gelmekte hiç sakınca görmüyor ve iyi savaşıyor benimle. Rahat görünmeye çalışırken, dudağımın kenarına iliştirdiğim, sinirli, tıslayan bi gülüş savuruyorum havaya. " Ben zora gelemiyorum öyle mi ??" diye çıkışıyorum, ses tonum yükselmiş, tutamıyorum. "Evet" diyor. "Gelemiyorsun hem de hiç! Şu haline bak, kendine acımaktan başka bişi yapmaz oldun son zamanlarda, utanmasan dışarı da pijamayla çıkasaksın, gerçi çıktığın da yok ya. " Dudaklarımı ısırmaya başlıyorum. "Tabi ya dışarı çıkmadık diye huzursuzluk çıkartmasan rahat edemezdin değil mi !" diyorum. Dalga geçer edalarla alkışlıyor beni, yüzünde en sevmediğim ifadesi, çok bilen insan! " Aferin, aferin tam da buydu derdim. Öyle de basitim ya ben, bundan huzursuzum." diyor. Yetmiyor yerinde doğrulup, işaret parmağını abartılı bir şekilde yüzüme doğru sallayıp: " Hırçın bi kediden farkın yok! Ne zaman elimi uzatsam ya tıslayıp, tırnak atıyorsun ya da ısırıyorsun ve sanki baş düşmanınmışım gibi gözlerini kısarak bakıyorsun yüzüme!" Cevap vermiyorum, sakinliğimi korumaya çalışıp, kalkıp mutfağa yürüyorum ayaklarımı sürüyerek, "Terliğini giy."diyor arkamdan," İlaçlarını da alıyor musun almıyor musun belli değil, yemek de yemiyorsun zaten,  bu da bi tür isyan değil mi? Tabi ya acıların kadınısın ya, kendine bakacak değilsin öyle ya." diyor. Hızını alamıyor hala konuşmaya devam ediyor bıdı bıdı.. Dolaptan suyumu alıyorum, makyajımı temizliyorum öyle üstünkörü, saçlarımı tepeden toplayıp yatağıma gidiyorum, daha fazla dinleyecek halde değilim kendimi.. Diğer yarımı öyle bırakıp, gidiyorum ve  salonda kimbilir daha kaç sigara eşliğinde homurdanıp, bana kızıyor gece boyu. İç savaşım içimi bunaltıyor. Yorganı çekiyorum kafama, sakinleşiyorum.. Yastığın altına elimi usulca uzatıp yüzümü uykuya çeviriyorum. Nasılsa sabah aynadan muzipçe gülümseyip, günaydınlaşacak benimle "ben" ve en azından bi süreliğine ilan ettiğimiz bu ateşkesin gölgesinde, hiç savaşmamış gibi saçlarımızı baharın melteminin uçurmasına izin verip, fallar kapatıp,hayaller kurup, ısınacağız birlikte sabahın ayazında ve
uykulardan tembelce uyanacağız sarmaşdolaş..
      Biterken fonda " Led Zeppelin_ Dream on." çalmaktaydı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder