12 Nisan 2013 Cuma

Suçun büyüğü sende kadın !

Temeldeki savunu her ne kadar sonuna kadar katıldığım bi konu olsa da "kadına şiddete hayır" gibi söylemleri sevmiyorum. Başka bir türmüşüz gibi izole ediyor, ötekileşmeyeyim derken, atıyor hemcinsini ikinci plana. Tepki çok yerinde ama üslup yersiz. Gerçek tüm çıplaklığıyla karşımıızdadır aslında. Ortaokul kitaplarının klişe tanımlamasından henüz çıkamamış bir toplum olarak (bkz:gelişmekte olan ülke) kadının dolayısıyla insanın değer görmediği çokça olaya tanıklık etmekle kalmıyoruz, kanıksıyoruz artık. Haberlerin en çok iki dakikasını dolduran sivil toplum örgütlerinin kadın hakları uğruna verdiği mücadeleyi, dövülen, işkence gören, öldürülen kadınları izliyoruz boş boş. Kimsenin birbirini dinlemediği açık oturumlarda ele alınıyor kadın, konu sıkıntısı çekildikçe. Kadının, kocası, eski kocası, sevgilisi, eski sevgilisi, abisi, kardeşi "namus" uğruna her türlü yaptırımı, işkenceyi ve hatta ölümü reva görüyor kadına ve toplumun büyük kısmı onaylıyor huşuyla. Henüz bugün izliyoruz 16 yaşında bir genç kızı cafeye gittiği gerekçesiyle babasının bıçakladığını, abisinin de suça ortak olduğunu. Benzer çokça olayın yaşandığı aşikar,tutup son yıllarda ne kadar kadının öldürüldüğünden, şiddet gördüğünden bahsetmeyeceğim, derdim başka. Hani hep yükleniyoruz ya erkeklere, hani onlar ya kadını değersiz kılan, ezen, üzen, öldüren... Suçun büyüğü onların değil aslında: kadın suçlu, kadın erkekten daha suçlu bunları yaşadığı , yaşayana göz yumduğu için ! Nasıl mı? Buyrun..  "Kız kısmısı" diye başlayıp onu yapmaz, bunu etmez diye sıralayacağım onlarca cümle var büyürken duyduğumuz ve bunları hep kadınlardan duyarız. "Erkeğin elinin kiri" "kadının namus lekesi"dir bizim gibi toplumlarda. Yolumuz, rolümüz bellidir. "Yuva" olgusu omuzlarımızdadır henüz oyuncak bebeğimizle oynarken. "Yuvayı dişi kuş yapar." öte yandan "yuvayı yıkar bir kadın" ve baktığınızda kadındır bel kemiği, sözüm ona cennet ayakları altındadır anaların ama babaların birçoğunun ayağı altında ezilir gider o kadınlar, "dayak cenneten çıkmadır" ya nasıl olsa! Peki kadınlar değil midir yetiştiren bu erkekleri? Kadınlar değil midir aslansın, koçsun, yiğitsin diye sırtını sıvazlayan, emrine kul köle, yoluna hizmetçi olan ve o erkeğin bilinçaltına "annem gibi köle" kadın ibaresini kazıyan? Kadın değil midir, kızına :"Kocandır, döver de sever de" diye akıl veren? Yine kadın değil midir, "erkektir yapar, erkektir eder" diye diye kocasının, oğlunun nezdinde tüm erkeklerin her düşüncesini, eylemini meşru kılan? Özetle: kadını sevmez kadın, erkeklere gerek kalmaksızın onlar idam sehpasını iterler. !"Kocasını elinden alan kadına" küfürler savururlar; sanki aciz, iradesiz bir varlıkmış gibi erkek. Dişi köpek kuyruk sallamazsa diye başlayan çirkinlik abidesi cümle kadınların ağzında sakızdır ve erkek nasıl da masumdur, nasıl da savunmasız (!)  Birkaç yıl önce bir ilimizde kadın sığınma evi inşaatını basıp eylem ykadınla çatışır.  "Gelin_kaynana" geçimsizliği dillere destandır gel gelelim "kayınpeder_damat" geçimsizliği kronik bir durum değildir hiçbir toplumda. Bu bile başlı başına kadının kadına nasıl tahammülsüz, hoşgörüsüz olduğunun açık kanıtı ve cevabıdır birçok yanıtsız soruya. Kadın kendine "kadın" diyemez utanır, yakıştıramaz hatta.. Evet, sütten çıkmış ak kaşık değildir erkek ama kusura bakma kadın sen de "kapkara"sın bu yaptıklarınla !!apan, mikrofona tüküre tüküre " kocalarımıza yan bakarlar, yalnız kadınların mahallemizde işi yok." diyenler de kadınlardır. Sokaklar erkeklerindir, kadının işi yoktur akşam ezanından sonra. Gece dışardaysa "aranıyordur" o kadın ve hak eder tacizi de tecavüzü de . Öyle ya ne işi vardır, dizini kırsın otursundur onların aklınca. "Elinin hamuruyla erkek işine karışmaz kadın"  durduğu yeri bilecek ki takdir görecek erkeğinden! Erkeğini elinde tutmak, dışarıya kaçırmamak "kadınlık görevi"dir, adam gittiyse "eksik kadın"dır, onun kabahati yine(!) Bakalım sosyal, ailevi ilişkilere: geçmişten bugüne kadın  kadın kadınla çatışır.  "Gelin_kaynana" geçimsizliği dillere destandır gel gelelim "kayınpeder_damat" geçimsizliği kronik bir durum değildir hiçbir toplumda. Bu bile başlı başına kadının kadına nasıl tahammülsüz, hoşgörüsüz olduğunun açık kanıtı ve cevabıdır birçok yanıtsız soruya. Kadın kendine "kadın" diyemez utanır, yakıştıramaz hatta.. Evet, sütten çıkmış ak kaşık değildir erkek ama kusura bakma kadın sen de "kapkara"sın bu yaptıklarınla !!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder